01.07.2008 tarihinde trafik sigortalarında serbest tarifeye geçecek sektör. yani bu tarihe kadar sigorta şirketleri hazine müsteşarlığının hazırladığı sabit tarifeyi kullanıyordu fakat bu tarihten sonra kafalarına göre fiyat koyabilecekler. "ticaret" açısından muhteşem bir karar. çünkü şirketlerin maliyet yapılarına göre fiyatlarını serbestçe belirlemeleri her zaman daha doğrudur. şimdi zurnanın zırt dediği yere gelelim:
türkiye sigorta ve reasürans şirketleri birliği verilerine göre sigorta şirketlerinin:
- 2006 yılı Trafik sigortası prim üretimi 1.359.644.758 teknik zararı 118.636.767 ytl dir.
- 2007 yılı Trafik sigortası prim üretimi 1.583.328.434 teknik zararı 244.646.329 ytl dir.
bu rakamlara bakıldığında sektörün 2 yıldır zarar ettiği görülmektedir. ticaretin asıl amacı kar etmektir. ticari işletmeler bunun üzerine kurulurlar. sadece bazı durumlarda stratejik kararlar alarak zarar etmeyi göze alabilirler. örneğin "trafikte zarar ediyoruz ama kasko'da kazanıyoruz" ya da "trafikte zarar ediyoruz ama genel anlamda kazanıyoruz" ifadelerini duyarsanız aşağıdaki verileri inceleyin.
- 2006 yılı `kasko` sigortası prim üretimi 2.664.713.655 teknik zararı 250.073.571 dir.
- 2007 yılı `kasko` sigortası prim üretimi 3.029.959.398 teknik karı 4.574.092 ytl dir.
görüldüğü üzere kasko'da 2006 yılı zararı 2007 yılında telafi edilememiş (-ki 2005 yılı da zarardır)
- 2006 yılı hayat sigortaları dışı toplam prim üretimi 8.281.739.454 teknik karı 20.162.464 dir.
- 2007 yılı hayat sigortaları dışı toplam prim üretimi 9.600.048.047 teknik karı 226.502.987 ytl dir.
genel anlamda ise, 10 milyar ytl hacmindeki bir sektörün, 2006 yılında 20 milyon ytl, 2007 yılında 226 milyon ytl olarak elde ettiği teknik kar rakamları ise ticari anlamda `komik` rakamlardır.
şimdi tekrar trafik sigortalarına dönelim. son 2 yılda zarar edildiği için, basiretli tüccar olan sigorta şirketlerinin, fiyatların serbest bırakılması ile birlikte fiyat artıracakları tahmin edilebilir. çünkü hem geçmiş dönem zararları telafi edilecek hem de kar elde edilecektir. fakat işin aslı böyle değildir. ortada saçmasapan bir mücadele bulunmaktadır. bu fiyat rekabeti 2005 yılında kasko sigortalarında yaşanmış ve bir çok sigorta şirketi yabancı ortaklara satılmıştır.
trafik sigortalarında da önümüzdeki dönemde yoğun bir rekabetin yaşanacağı öngörülmektedir. (aha buraya yazıyorum) sigorta şirketleri zaten zarar ederken daha da zarar edeceklerdir. çünkü fiyatlandırma yaparken önce işin maliyetini yarım yamalak hesaplıyorlar, sonra bu maliyet üzerinden indirim yapıyorlar. lan maliyet üzerinden indirim olur mu? kar mı bu? kardeşim dersin ki "benim bu işteki karım % 10, ben şu müşteriye % 5 kar ile satış yapacağım." ama böyle düşünce yerine genelde maliyet hesabı ile ulaşılan fiyat üzerinden indirim yapılmaktadır.
aslında 3-4 yıl önce gazetelerde dergilerde şöyle haberler geçiyordu. "avrupa birliğine girilmesi, rekabet gücü zayıf yerli şirketlerin pazardan çekilmesine yol açacaktır." bu haberler yayınlanırken sigorta şirketleri genel müdürleri ve sermayedarlarının ne ile meşgul oldukları bilinmemektedir. türk sigorta sektörü yabancılara tamamen satılmıştır artık.
sigortacılık, gelişmiş ülkelerde büyük kar marjları ile çalışan, ekonominin dinamosu olan sektörlerden biridir. bakmayın siz türkiye'de gelişmemiş olduğuna. amerika ve avrupa'da sigorta şirketleri belediyelerin işlerine karışır "şu yerdeki sokakları daha geniş yap ki itfaiye arabaları geçebilsin, şuraya yangın hortumları döşe" diye ya da mesela sigorta şirketleri otomobil firmalarına karışır "şu modelinizdeki hidrolik direksiyonları şununla değiştirin, araba sert bir çukura girince çok çabuk hasar oluyor" diye. sigortacılar fabrikalara da karışır. "şu tersanede şu güvenlik önlemlerini alın yoksa sizi sigortalamam" der. tabi işveren de eli mahkum kuku guardian denileni yapar çünkü ciddi sigorta şirketleri bir şirketin teminat vermediği işe teminat vermezler ve aynı kriterleri isterler. türkiye'de ise elli şirket aynı işi almak için yarışır. hatta sırf o işi yapmak için zararına satış yaparlar.
bu kadar önemli bir sektörün yabancı şirketlere kaptırılması türkiye ekonomisi açısından olumlu bir gelişme değildir fakat şu da bir gerçek ki bizim sermaye sahiplerimiz de bu işi becerememektedirler.
sonuçta geleceğe ilişkin tahminlerimiz, 2008 sonu ve 2009 hatta belki 2010 yıllarının çok sert bir fiyat indirim rekabeti ile geçeceği, 2011 yılından itibaren fiyatların şu andaki halinden kat be kat yükseleceği, kısacası türk sigortalılarının ebesinin örekesini göreceği aşikardır. hani şimdi siz, sigortacınız sizden 1.000 ytl kasko parası istediğinde itiraz ediyorsunuz ya, hani "ooo bissürü şirket var onlara yaptırırım" diye acentenizi sıkıştırıyorsunuz ya, hani 500 liralık hasarınızı kendiniz ödeseniz pazarlıkla 300 liraya yaptırabiliyorken sigortanız var diye tamirci 1000 ytl alıyor ya, hani küçücük çatlağı varken bir çekiçle patlatıp tüm camı değiştiriyoruz ya, sigortalı olarak en küçük tampon hasarında neredeyse verdiğimiz parayı geri alıyoruz ya.
= bu kötü mü? sigorta yaptıranlar için kötü değil. sigorta sektöründe çalışanlar düşünsün. =
işte bunların hepsi mazide kalacak. sigortacı sizden şu an ödediğinizin 5 katı para isteyecek, şu an aldığınız gibi "herşey full kasko abi"lerden yaptıramayacaksınız. hizmet kalitesi çok daha iyi olacak ama bol bol bol bol para ödeyeceksiniz.
= bu kötü mü? sigorta sektöründe çalışanlar için kötü değil. sigorta yaptıranlar düşünsün. =
uzun lafın kısası, önümüdeki iki yıl, fiyatlar çok ucuzlayacak, bu arada yeni satış ve birleşmeleri göreceğiz, daha sonrasında ise yüksek fiyatlı kar eden bir sektör haline gelecek ve şimdi adam yerine konmayan sigorta şirketleri böyle yarım kilo toshacklı bir şey oluverip çıkıverebileciyaak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder