Sigortacıların İmajı

Türk Sigorta Sektörü, güven açısından en büyük darbeyi 90'lı yıllarda hayat sigortalarında yaşanan güvensizlik olayları ile yaşamıştır.
Şimdi basitçe bir hesaplama yapalım. Hiçbir etkeni katmadan aşırı derece basitleştiriyorum. Adama diyorsunuz ki "Her ay sen bana para ver. İleride ben sana ya toplu para veririm ya da emekli maaşı" işin ilginci adamdan her ay 100 ytl alıyorsunuz. Adam 10 yıl ödeme yapıyor. Şimdi 12 ay x 10 yıl = 120 ay yapar x 100 ytl = 12.000 YTL birikim demektir. Adam mesela 30 yaşında idi. Ödemeleri bittiğinde 40 yaşına geldi. Ortalama yaşam da 70 yıl ise en basitinden sigorta şirketinden 30 yıl maaş alacak demektir.
Hiç faiz olmasın (basitleştirmek için) adamın 12.000 ytl birikimini 30 yıl x 12 ay = 360 aya bölersek;
Adama aylık 33,33 ytl para öderiz anlamına gelir. Hadi faizlerle şunla bunla 50 ytl ödediğimizi varsayalım.
Şimdi insanlar şunu düşünüyor ben size 10 yıl para ödedim siz bana diyorsunuz ki sana ayda 50 lira emekli maaşı vereceğim bu dolandırıcılıktır. Bir açıdan doğru bir açıdan yanlış önerme.
Sigortacıların yanlışları bu geri ödemeyi "emekli maaşı" gibi anlatmaları. İşte sırf satış yapacağım diye bu politikanın güdülmesi sebebiyle kaybedilen güven duygusu ve kirlenen imaj hala sektörün yakasını bırakmıyor.
(Sigortalının hatası da her ay 100 lira ayırdığı ve 10 yıl biriktirdiği bir tasarruftan 500-600 ytl para beklemesidir.)

İşte bu sarsılan imaj (-ki sigortacılık güven ve imajdır) yüzünden sektör dolandırıcı, yalancı gibi görülüyor.
İki örnek vereyim. (bu entry çıkma sebebi)
Bir tanesi Avrupa Yakası dizisinde sevilen karakter Burhan'ı izleyen sigortacı tiplemesi. Seviyesiz, yılışık bir tip. İşte maalesef ki sigortacıları bu şekilde algılıyor halkımız. Bunun en büyük sorumluları da sigortacılar. (biz)
İkinci örnek ise ehliyet alırken standart ehliyet kitabında karşılaştığım sorular. Mesela hatırladığım kadarıyla şöyle bir soru vardı.
Aşağıdakilerden hangisi araçta olmadan trafiğe çıkılabilir?
a) bilmem ne belgesi
b) bilmem ne belgesi
c) kasko sigortası
d) bilmem ne belgesi

Bu insanın bilinçaltına öyle bir göndermedir ki "kasko sigortasının gereksiz olduğu" düşüncesini, beynin karar verirken kullandığı kaynak sularını besleyen kuyulara atar. (Betimleme yapan sigortacı modeli)

Ama unutulmaması gereken bir nokta var ki sigortacılar son yıllarda müşteri memnuniyeti için yapmadıklarını bırakmadılar. Güveni tekrar sağlayabilmek için tabiri caizse zararına çalışıyorlar.
2007 yılı 9 aylık üretime baktığınızda hayat dışı toplam 6.971.322.238 ytl hayat sigortaları 1.054.391.332 ytl ve genel toplam 8.025.713.570 ytl dir. Yani toplam üretimin % 86,86 oranındaki bir payı trafik, kasko, yangın, nakliyat gibi hayat dışı elementer branşlarda gerçekleşmektedir. Yani bu branşlar "kaza"ya karşı sigorta olup genelde bir yıllık yapılırlar ve bir kaza karşısında sigortalının malvarlığındaki eksilmeyi ya da sorumluluklarını üstlenirler. Toplum dengesinin korunması için olmazsa olmaz aktörlerden biridir.
(Soru şu: Kim bir gecede kül olacağını bildiği milyon dolarlık fabrikaları varken rahat uyuyabilir? Cevap: Sigortası varsa uyur)

Son olarak, sigortacılar kendilerini topluma yanlış tanıttılar, toplum da zaten sigorta kültürü gelişmediği için gördükleri karşısında güvensiz hale geldi fakat unutulmamalıdır ki modern toplumlarda toplumsal dayanışmanın en güzel örneği sigortadır. Doğru ve bilinçli sigorta kültürüne sahip toplumlarda sigorta, toplumun yaralarını sarar. Katastrofik hasarlarda belki insanlar devletten yardım umut etmeli ama diğer geri kalan her şey için sigortacıların yanında olması için gereken adımları atmalıdır. Bu da önce eviniz sonra da aracınız sonra tüm malvarlığınız için sigorta yaptırmanızdır. Dasın bildirim bitti. Dağılabilirsiniz.

Hiç yorum yok: